M.S. 1.yy sonunda veya 2.yy başında yapılmış olup büyük olasılıkla bir Roma basilique’i (Eyalet Meclisi Sarayı) dir. Roma hamamı, gymnasium olması ihtimalleri üzerinde durulmuştur. Fakat hamamlarda görülen hiç bir özelliğe sahip olmadığı gibi; Amasra’nın, tarihinin hiç bir devrinde bu büyüklükte bir gymnasium gerektirecek kültür merkezi niteliği kazanmadığı da açıktır. Buna karşılık Roma basilique’ lilerinin genel çizgileri bu harabede görülebilmektedir: Formun bir köşesinde, ” bir veya iki katlı, dikdörtgen konumlu: içinde mahkeme, borsa, yönetim bölümleri olan; bir cephesi sütunlarla desteğe alınmış; ortadaki daha geniş olmak üzere üç beş ya da yedi nef ‘e ayrılan; Senat (Eyalet Merkezlerinde) mutlaka bulunan ” basilique tanımına, Amasra Bedesteni tıpatıp uymaktadır. 45 x 188 metrelik muazzam boyutları ile burasının bir basilique olduğu delillendirilebilir. (Örneğin, Roma’da Augustus zamanında tanımlanan bir basillique’in boyutları 45 x 101 di) Yapının, daha sonraları “Bedesten” adını alması da yine asıl işleviyle ilgilidir. Çünkü bu tür yapılar aynı zamanda ticaret işlerinin yürütüldüğü ve yönetildiği merkezlerdi.
Opus reticulatum adı verilen klasik örgü tarzında tuğladan inşa edilen eserde düz atkılar, azman büyük taşlarla gerçekleştirilmiştir. Güney cephe bütünüyle tahribe uğradığından taşıdığı hususiyet bilinmemektedir. Ancak bu cephenin, ortada bir apside de yer veren çok sütunlu bir görünümde olduğu sanılmaktadır. Kuzey uzun cephe yüzeysel işlemeleri dışında bütünü ile ayaktadır.Çok sayıda giriş ve aydınlık açıklığı görülmektedir. Bunlardan bazıları ise içeriye veya dışarıya dönük sağır durumundadır. Doğu ve Batı cephe duvarları ile nefleri ayıran iç duvarlar, Amasra kalelerinin yapımı sırasında daha başka inşaatlar sebebiyle önemli ölçüde tahrip edilmiş; özelliklede blok lento taşları sökülerek alınmıştır.
Yapı tam bir simetri vermektedir. Kuzey cepheye bağlı 5 nef ‘ ten ortadaki büyüğünün, ikinci bir katı düşündürecek veya burasının bir atrium (iç avlu) olduğunu hatırlatan yüksek duvarlarla çevrili oluşu dikkati çeker. Güneydoğu ve güneybatı köşe neflerinin de birer giriş avlusu olması muhtemeldir. Güneye bakan dördü simetrik, ortadaki büyük beş salon ve bunları kuzey neflerinden ayıran dar koridor, aynı şekilde çok fazla tahrip olmuştur. Yapının tavan ve çatısı ile tabanının, dış ve iç duvar yüzeylerinin özellikleri konusunda herhangi bir kalıntıya rastlanmamıştır. Fakat Doğu ve kuzey duvarlarının alt kesimlerinde görülen kör kemerler ve taş lentolar, yapının bir bodrum katının da bulunduğu izlenimini verir.
Harabenin yüz metre kadar güney batısında aynı dönemden kalma ve ünlü Arter’ e (Tören Caddesi) ait sadece üç sütun gövdesi görülür. Arter’ in çok sayıdaki sütunları ve İyon başlıkları tahrip edilmiştir.